Hava Kirliliğinin Bebekler Üzerindeki Etkileri
Kapalı Alanlardaki Hava Kalitesini İyileştirmek İçin 5 Etkili Yöntem
Hava Kirliliği, nüfusun artması, kentlerin büyümesi, endüstrinin gelişmesiyle artan oranda ve değişen içerikte etkilerini sürdürmektedir. Lokal bir kaynaktan salınan hava kirleticiler yerel etkiler gösterirken, kent merkezlerinde enerji tüketimi, fosil yakıt yanması, motorlu taşıtların artmasıyla hava kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bölgesel taşınmalar, asit depolanması, artan sera gazları troposferik ozon üretimi bugün hava kirliliğinin küresel boyutlara ulaşan etkilerini ortaya koymaktadır.
Partikül Madde (PM10, PM2.5)
Havadaki partikül madde insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biridir. Partikül boyutu ile sağlık üzerindeki olumsuz etkisi doğrusal olarak bağlantılıdır. Partikül maddenin büyük bir kısmı burun ve nazofarenkste tutulmaktadır. Küçük bir kısmı ise bronşlarda birikirken 1-2 mikron çapındakiler alveollerde tutulmaktadır. Partikül madde civa, kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller ile kanserojen kimyasalları bünyelerinde bulundurmakta ve sağlık üzerinde önemli bir tehdit oluşturabilirler.
Ozon (O3)
Ozon, atmosferin doğal bileşiminde bulunan, stratosfer tabakasında pik konsantrasyonlara ulaşan oldukça reaktif bir gazdır. Ozon, suda çözünmediği için solunum sisteminin derinliklerine ulaşarak, akciğerdeki olumsuz etkilerini gösterir. Troposferde antropojenik aktiviteler sonucu üretilir. Kentsel ve kırsal atmosferde azot dioksitin ve güneş ışığının varlığında gerçekleşen fotokimyasal süreçlerden oluşur.
Azot Oksitler (NOx)
Azot oksitler yüksek sıcaklıklarda oluşan, oldukça reaktif gazlardır. Azot oksitlerin pek çok türü renksiz, kokusuz ve suda erimezler. Bu nedenle üst solunum yollarının en uç noktalarına kadar inhale edilir ve olumsuz etkiler gösterir. Yüksek sıcaklıklarda yanma sonucu genellikle azot monoksit, az miktarda da azot dioksit oluşur. Atmosfere salınan azot monoksit, oksidasyon sonucu azot dioksite dönüşür. Partiküllerle birlikte bulunduklarında, kentsel bölgelerde kırmızı-kahverengi gibi bir tabaka halinde görülebilir. NOx’ler katı veya sıvı yakıtların yanması sonucu oluşur. İki önemli kaynağı motorlu taşıtlar ve termik santrallerdir.
Kükürtdioksit (SO2)
Renksiz, yanmayan ve parlamayan bir gazdır. Her yıl açığa çıkan kükürt oksitlerin yaklaşık %60’ı, kömür yakılmasıyla oluşmaktadır. Özellikle kömürün yakıt olarak kullanıldığı termik santraller SO2’nin en büyük kaynaklarıdır. Bu partiküller, rüzgarlarla çok uzaklara taşınabilirler. Asit yağmurlarının oluşmasında önemli katkısı vardır.
Karbonmonoksit (CO)
Renksiz, kokusuz bir gazdır ve yakıtlardaki karbon tam olarak yanmadığında oluşmaktadır. Başlıca kaynağı ise içten yanmalı motorlardır. Endüstri ve odun yakılması da karbonmonoksit emisyonlarının başlıca kaynaklarındandır. Karbonmonoksit, oksijene oranla hemoglobine 200 kat daha kuvvetli bağlanır ve bundan dolayı dokulara oksijen taşınmasını engelleyerek boğulmalara yol açar.
Kurşun
Hava kirliliğine yol açan en önemli metaldir ve kurşunlu benzin kullanan araç motorlarından, sanayi tesislerinden, boyalardan, kömür ve çöp yakılmasından kaynaklanıyor. Kurşun, özellikle çocuklarda daha ciddi zehirlenmelere yol açmaktadır.